Fotoğraf: Levent Yavuz
Alp Çınaraltı Kahve’ye gittiğinde Ziya Hoca’yı
gençlerle sohbet ederken bulmuştu. Ortam bir kar
sessizliğinde idi ama sonbaharın sıcaklığıyla
dolmuştu. Gençler Ziya Hoca’ya yoğunlaşmış, dün
birlikte çıktıkları FotoFest gezisi hakkında
kritik yapıyorlardı.
Aysun “Hocam dün siz fotoğrafları izlerken, ben
de zaman zaman sizi izledim. Fotoğrafları
gördükçe verdiğiniz tepkiyi mimiklerinizden
çözmeye çalıştım. Çoğunlukla sizi tatmin etmeyen
bir ifadeye sahiptiniz, ara sıra gözlerinizin
parladığını gördüm, yanılıyor muyum?” diyerek
cesurca düşüncelerini sormuştu.
- Kafanızda oluşan her soruyu sorun çocuklar,
atik olun, yadırganırım ayıplanırım diye
düşünmeyin sakın. Aysun teşekkürler, bu soruyu
sormasaydınız ben sizleri yeterince
aydınlatamayacaktım…
Çayından bir yudum alan Ziya Hoca’nın uzun
soluklu bir paragrafa yelken açacağı
anlaşılmıştı, bu tavrı gençleri mutlu etmeye
yetmişti.
- Evet, Aysun doğruyu söylüyor arkadaşlar. Beni
tatmin etmediği gibi bazı portfolyoları izlerken
hayal kırıklığı yaşadığımı da itiraf etmeliyim.
Özellikle festivale ayrılan salonun muhteşem
olduğuna ve okullarca öğrencilerin akın akın
sergiyi gezmeye geldiklerine tanık oldum.
Basılan fotoğrafların sayısına bakınca da
bütçesinin de güçlü olduğunu gördüm bu beni
mutlu etti.
- Peki, hocam sizi hayal kırıklığına uğratan ne
idi?
- Eğer elinizde böyle bir salon ve bütçe varsa,
iddialı olacaksınız efendim. İyi iş
çıkartacaksınız ki, size saygı duysunlar ve
övgüyle konuşsunlar. Burada sormak lazım
“kimler?” diye. Evet, fotoğraftan anlayanlar,
ürettikleriyle saygı görenler size saygı
duymalıdır. Bir FotoFest organizasyonu için
sanat bilinci yeşermemiş zihinlerin
söylemlerinin önemi yoktur. En çık önem
vereceğiniz konuların başında da bunlar ‘iyi
fotoğraftır’ diye sergilediğiniz kareler
olmalıdır. Festival bünyesinde düzenlenen diğer
etkinliler de önemlidir ama sergi kitlelerce her
an gezilebildiği için, etkinliğin vitrinidir. O
nedenle asılan her kareye çok özen göstermek
gerekmektedir.
- Hocam hiç bu kadar ağır konuştuğunuza tanık
olmamıştık, hep teşvik eder,
cesaretlendirirdiniz!
- Arkadaşlar fotoğrafçılığa yeni başlayanları
tabii ki cesaretlendireceksiniz, olumlu
yanlarını ön plana çıkaracaksınız ki arkası
gelsin. Ama burada bir fotoğraf festivalinden
söz ediliyor, niceliğe bakmayacaksınız, niteliğe
bakacaksınız. Kiraz Şenliği düzenlemiyorsunuz
ki!
- Tamam, anlarım yörenizdeki gurupları teşvik
etmek de istersiniz, bu durumda elinizde
salonlarınız var birini bunlara ayırırsınız ve
girişine yazarsınız. Ama bir sanatçıya gereken
özeni göstereceksiniz. Seçerken de, eserlerine
yer verirken de…
- Fotoğrafçı seçimi iyi yapılmamış mı hocam?
- İyi denebilecek fotoğrafçı yok diyemem ancak
sayısı iki elin parmaklarını geçmezdi ki…
Sanırım ‘davet etme’ yerine ‘başvuru’ yöntemini
uygulamışlar. Eee, siz başvuran herkesi bir
sanat festivalinde ustalarla harmanlamaya
kalkarsanız, orada kıymetli olan da değer
yitirir. Tamam, başvuranlara da yer vererek
insanların mutlu olmasını ve ileride daha
iyilerini üretmek için güç vermeyi her zaman
savunurum ama ciddi bir sanat etkinliğinde paçal
yaparak olmaz bu iş.
- Hocam sergi sanki sizde kabak tadı yaratmış!
Bu söze gülümseyerek karşılık veren Ziya Hoca
biraz ara vererek gençlere çay ısmarlamak için
Salih’e çay servisi yapması işaretini verdikten
sonra sözüne devam etti,
- Ya arkadaşlar evet, sergide kabak fotoğrafı da
vardı. Kabak tadı veren sadece kabak fotoğrafı
da değildi, b.k böceği de… Siz kabak fotoğrafına
da yer verirsiniz ama önünüze gelen her kabak
fotoğrafına serginizi açamazsınız. Girin bakın
sosyal medyaya, ya da fotoğraf sitelerine.
İnsana hayranlık uyandıran kabak fotoğraflarıyla
karşılaşırsınız. Fotoğrafta festivalden söz
ediyorsanız, sanatsal eserleriniz olmalı.
Sanatsal fotoğraf diyorsanız bu kez izleyenlere
güçlü bir öyküye sahip, estetik ve teknik gücü
yüksek fotoğraf göstereceksiniz. Işığın ve
duygunun şölenine tanık olduğum kareler görmeyi
çok istedim…
- Hocam, sizce nasıl bir yol izlenmeliydi?
- Öncelikle küratör/düzenleyici/seçici fotoğraf
camiasını iyi tanıyacak, sosyal medya ile içli
dışlı olacak. Çünkü çağımızda en geçerli
iletişim alanı sosyal medya. Instagram, facebook
ve bazı fotoğraf sitelerinde muhteşem işler
çıkaran isimler var. Yaratıcı özellikleriyle
dikkat çeken sanatçı ruhlu kişiler var. Bunları
tanıyacaksınız, takip edeceksiniz ve fotoğraf
isteyeceksiniz, verirler... Orta salonu bunlarla
donatacaksınız. Sanatçı da tatmin olacak,
sanattan anlayan fotoğrafçı da… Ayrıca ‘bu sanat
eseri’ diye fotoğrafı gösterdiğiniz miniklerin
beyinlerinde de özenilecek bir görüntü yer
edecek. Böylece gelecekte hep olağanüstü bir
görüntüyü hatırlayarak kendisi de sıradanlıktan
uzaklaşacak…
- Peki, hocam eksikliğini hissettiğiniz bir
örnek gösterebilir misiniz?
- Tabii ki… Levent Yavuz bunlardan birisiydi.
Levent usta portrede ülkemizin ve dünyanın önde
gelen fotoğrafçılarından birisidir. Her
fotoğrafında bir duygu aktarır. Her gün
milyonlarca insan fotoğrafı çekilir ve
paylaşılır ama insanı anlatan insan fotoğrafına
az rastlanır. Üstelik Levent Hoca bu
fotoğrafları çekerken hiçbir zaman popüler
markaların makineleriyle de çalışmamıştır.
Levent Hoca takdire şayan eserler çıkarıyor,
bence festivale davet edilmeli ve eserlerine yer
verilmeliydi. Çünkü fotoğrafları uzun süre
seyredilir ve izleyenleri de olumlu etkilerdi.
Selam ‘iyi’ işler çıkaranlara gitsin…
Mikdat Besni
12.10.2019-Susurluk